Oktay Önge kendi yolunu çizdi

Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni sezonda futbol liglerinde görev yapacak Klasman Hakemlerini ilan etmesinin ardından A Klasmanı Yardımcı Hakemi Oktay Önge Hakemliği, geri dönmemek üzere sonlandırdığını açıkladı.

Hakemliğe 2001 yılında başlayan Önge, bir sezon sonra İl Hakemi olmuştu. Mecidiyeköy-Parseller genç takım maçı ile sahalara çıkan genç Hakem, Çeliktepespor-Kağıthane A takım ile büyükler kategorisindeki ilk maçını yönetmişti.

Haliç Üniversitesi Spor Yöneticiliği mezunu ve Ayazağa Anadolu Lisesinde Beden Eğitimi Öğretmenliği yapan Önge, 2004 yılında Profesyonel Hakem oldu ve 12 sezon aralıksız Profesyonel Liglerde maç yönetti. 200 Profesyonel maçta görev yapan, 21 milli maçta TFF’nin görev verdiği Önge, 59 Profesyonel hazırlık maçı ile binlerce Amatör Lig hazırlık maçında görev yaptı.

Fotomaç Gazetesinin Yılın Hakemi seçtiği Önge, 17 yıllık Hakemlik kariyerini sonlandırırken, sosyal medyadan teşekkür mesajı yazdı ancak ben Oktay kardeşimin içinin buruk olduğunu biliyorum.

Geçtiğimiz sezon Kağıthanespor-Beşyüzevler SAL Klasman maçı ile Amatör Lige son kez, Adana Demirspor-Elazığspor 1. Lig maçı ile Profesyonel Ligde son defa maça çıkan Oktay Önge, Klasmandaki ilk maçına Kasımpaşaspor-Beylerbeyi 3. Lig maçıyla başlamıştı.

Amatör Ligde köpük kullanan ilk hakem olarak tarihe geçen ve haftanın yedi günü İl Hakem Kurulu’nun maç verdiği Oktay Önge, bu maçlarda büyük bir tecrübeye sahip oldu ve Klasmanda asla zorlanmadı. Ancak MHK’nin kararıyla beklemediği şekilde lig düşen 33 yaşında Önge, Amatör Lig maçlarının aranılan Hakemiydi.

Oktay Önge’nin Babası Yavuz Önge emektar bir Antrenördü ve oğlunu Süper Lig maçı yönetirken görmeyi çok istiyordu. Oktay bu sözünü Babası hayatta iken maalesef tutamadı. Zaten Babasını toprağa verdiği gün, Oktay’ın kanadı kırılmıştı ancak yine de küsmedi ve hayata sarıldı. Nitekim Osmanlıspor-Antalyaspor Süper Lig maçında Yardımcı Hakem olarak görev yaptı ancak Yavuz Hoca maalesef oğlunu bu maçta izleyemedi.

Oktay Önge kendi yolunu çizdi ve Hakemliği bıraktı. Gözlemci olarak Hakem camiasına hizmet etmeyeceğini biliyorum. Spor Yöneticiliği mezunu olan Önge’nin futboldan kopması mümkün değil.

Bazen aklıma gelir gülerim; 2002 yılında yeni Hakem olmuştum. Beni bir maçın sonunda yanına çağırıp Hakem kursuna yazılmam konusunda ikna eden Hocam Şükrü Var, beni hep iyi Hakemlerle maçlara gönderirdi, Şahin Kurt, Erol Yıldız, Levent Karabudak, Bekir Korkman, Metin Çırpan gibi Şükrü Hocamın çok güvendiği tecrübeli Hakemlere hep Yardımcı çıkarak onların sahada neler yaptığını gözlemliyordum. Hocam bazen de hafta içi hep destek olduğu Bülent ile Oktay’ın yanına beni Kıdemsiz Yardımcı Hakem olarak verir hem harçlık kazanmamı hem de maç tecrübe edinmemi sağlardı. Şimdiki Cemil Candaş Stadında bir genç takım maçının Hakemi Oktay Önge’ydi. Ben Yardımcı Hakemdim. Sahaya çıkacağız ancak Oktay ve Bülent Süer bir film çeviriyorlar gibi geldi bana… Sahaya çıktık takımlar yanımıza geldi, Oktay kenara çekildi ve düdüğü verdi, “Hocam haydi seni de görelim!” dedi. O günkü heyecanımı unutamam, Oktay ile Bülent’i de unutamam… İl Hakem Kurulu Üyesi olan Şükrü Hoca olayı duyunca çok kızmıştı hatta üçümüze de 2 hafta maç vermemişti ama Hocam haklıydı…

Oktay Önge iyi bir Hakemdi ancak arkasında kimse yoktu. Hakem camiasında yalnız adamların işi zordur. Baban yoksa olmaz. Alleme-i cihan olsan Süper Ligi göremezsin… Oktay da bu talihsiz Hakemlerden birisi aslında.

Bazı Hakemler, düdüğü asınca Hakemliği ağızlarına bile almazlar. Maç bile izlemezler. Bazıları da Lubos Michel gibi, Zafer Önder İpek, Murat Söylemez, Cem Deda, İsmet Arzuman gibi futboldan kopmazlar. Oktay Önge de futboldan kopmayacaktır.

Oktay Önge’ye yapılan yorumları görünce, ümitlendim. Şimdiye kadar hiçbir Kulüp yetkilisi, futbolcu, Antrenör, Saha Komiseri vesaire; bir Hakem için bu kadar samimi yorumlar yapmamıştı. Oktay benim çok sevdiğim bir insandır. Kendisini destekliyorum. Hakemlik hayatın boyunca yaptığı hizmetlerden dolayı kendisine teşekkür ederim ve Geminin iskele tarafından sancak tarafına geçmesini bekliyorum.

Ali Kemal Demir