Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 18°C

Küçükköyspor Antrenörü konuştu: Gözlemci silah çekti!

A+
A-
21.12.2015

Küçükköyspor Antrenörü Şerafettin Çelik, U17 takımının olaylı biten maçının ardından ilk kez konuştu.

Yeşil-siyahlı ekibin Alt Yapı Antrenörü Şerafettin Çelik, 1-1 berabere kaldıkları ve maç sonunda çıkan olaylar yüzünden iki haftadır Küçükköyspor’un A takım ile ligi devam eden U14 takımı maçlarına Hakemlerin protesto amaçlı çıkmadığı Zeytinburnu Yeşiltepespor maçıyla ilgili açıklama yaptı.

“Büyük üzüntü içerisindeyim”
Kendisi de eski bir Hakem olan Çelik açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Öncelikle belirtmek isterim ki, 12 Aralık 2015 tarihinde oynanan Küçükköyspor–Zeytinburnu Yeşiltepe U17 maçı sonunda spora yakışmayan olayların cereyan etmesinden dolayı bir Antrenör, bir eğitimci ve bir spor adamı olarak büyük üzüntü içerisindeyim. Her iki takımın taraftarlarının Hakemin ne kadar kötü bir yönetim sergilemiş olursa olsun, seyirciler ne kadar taşkınlık yaparsa yapsın, bunu futbol oyunun bir parçası olarak görüp, hoşgörüyle karşılayıp sporun asıl güzel olan yönlerini saygıyı, sevgiyi, inşallah bundan sonraki maçlarda yaşamak nasip olur”.

“Polis olan Gözlemci silah çekti”
Ben, Zeytinburnu Yeşiltepe U17 maçında Hakemin kötü yönetimine ayak uydurup yaptığım itirazlardan dolayı oyun dışına gönderildim ve maçın bitiş düdüğüne kadar saha dışında kaldım. Son düdükten sonra tesis içine girdim ve soyunma odasına geçtim. 2-3 dakika sonra çıktım çünkü yerimde duramıyordum. Dışarı çıkınca sahada kargaşa olduğunu gördüm. Tribündeki Zeytinburnu Yeşiltepe seyircisi ve Küçükköyspor seyircisi sahaya girmişler. Çoğunluğunu futbolcuların ailelerinin oluşturduğu bu gurubun aralarında küçük arbede yaşandığını gördüm. Tesis yetkilisi sahanın giriş kapısını kapatmış kimseyi içeri almıyordu.  Beni görünce “hocam sen içeri gir” diye kapıyı açtı. İçeri girdim göze hoş gelmeyen ortamı sakinleştirmeye çalıştım. İçeride kimse kimseyi tanımıyor, herkes birbiriyle tartışıyordu. Ben Hakemlerin yanına gittim. Onlar küçük kalenin arkasına geçmişler orada duruyorlardı. Onlara yol gösterip oradan uzaklaştırmak isterken Gözlemci mi Polis mi kim olduğunu o anda anlayamadığımız bir kişi silah çıkarttı bunu gören insanlar ‘burada çocukların içinde nasıl silah çıkarırsınız?’ diye o şahısla itişmeler oldu. Bu şahsın sonradan Hakem Gözlemcisi Bilal Yer olduğunu ve asıl mesleğinin Polislik olduğunu öğrendik. ( Bu şahıs, Karakoldaki ifadesinde silah çektiğini kabul etmiştir) Bu arada biz Hakemleri oradan uzaklaştırıp soyunma odalarına gitmelerine yardımcı olduk. Maç başlamadan önce saha içinde çocuklara küfür eden, tehditler savuran, 1.60 boylarında sarışın bir bayan vardı. Bu bayan maç sonunda da saha içindeydi sonradan öğrendim. Zeytinburnu Yeşiltepe’nin 10 forma no’lu oyuncusun Annesi olduğunu söylediler. Bu bayanın niçin bu davranışları sergilediğini de anlamış değilim. Netice itibariyle her iki takımın veli ve seyircilerinin oluşturduğu bu nahoş ortamdan herkes üzerine düşen dersi inşallah çıkarır. Evimiz dediğimiz güzellikleri yaşamak için çıktığımız bu yolda bizim bu denli üzülmemize vesile olan insanları şiddetle kınıyorum.

“Beyoğlu Yeniçarşı maçında inanılmaz şeyler oldu”
Nereden başlamak lazım hangisini anlatmak lazım diye düşünürken 19.09.2015 Beyoğlu Stadı’nda oynanan Beyoğlu Yeniçarşı-Küçükköy maçı aklıma geliyor. 90+2 oynanırken maçın bitmesine 25-30 saniye kalmışken bizden bir oyuncu ihraç olur. Oyuncu sahadan çıkarken Beyoğlu Yeniçarşı’nın Antrenörü oyundan atılan oyuncuma ‘terbiyesiz’ der, oyuncu da ‘hocam siz kendi oyuncularınıza bakın’ diye karşılık verir. Bu atışmadan yaklaşık 70-80 metre uzaktaki kaleyi koruyan kaleci hocasına küfür edildiği hissine kapılır ve hatalı yediği üç golün de etkisiyle Küçükköyspor kulübesine saldırır. Kalecinin bu saldırısına diğer takım oyuncuları da destek verir. Dayak yememek için Küçükköylü futbolcular ve teknik heyet kulübeye kaçarlar ama kaçınılmaz son; şiddet orada da devam eder. Bu arada Hakemler arkasına bile bakmadan sahayı terk edip soyunma odasına giderler soyunma odasında bir yerlere telefon açarlar yanlarında Saha Komiseri ve Antrenörler de var. Sonra hakemler Küçükköyspor’un Antrenörlerine malum yerden aldıkları talimat gereği  “hocam sizin takımdan dört tane daha oyuncu atmam lazım bana isim verin” der. Biz bu talebe “hocam şaka mı yapıyorsunuz, böyle bir şey mi olur? Oyuncuların tamamı olaylara karışmamak için kulübeye kaçtı artı üstüne darp edildi, bu Statta bulunan kamera kayıtları ile mevcut, böyle bir şeye müsaade edemeyiz desek de faydası olmaz. “Ya siz isim vereceksiniz ya da biz kafamıza göre dört tane daha isim yazacağız” der ve o olsun bu olmasın diye sıkı pazarlıklar yapılır ve dört oyuncunun daha isimleri verilir ve toplamda beş oyuncu için işlem yapılır. Beş oyuncu da Beyoğlu Yeniçarşı dan ve taraflar sahadan ayrılır. İstanbul İl Temsilciliği Disiplin Kurulu kararı her iki kulüp için de aynı sonuca hüküm verir beş oyuncu ihraç olduğu için her iki takıma hükmen verilir ve böylece 3-0 önde olan üstüne dayak yiyen Küçükköyspor takımın bütün emekleri buhar olur, uçar gider. Disiplin Kurulu her iki takımı da aynı sahada uygulandığı gibi dengeleri bozmadan çok adaletli bir karar verir ve bir oyuncuya beş maç, Küçükköyspor yedek kulübesinde oyuna dahil olmamış ve orada da dayak yiyen Aydın Işık (bu oyuncu yediği dayak ve üstüne aldığı cezadan sonra futbolu bıraktı) isimli sporcuya üç maç diğer zaten hiçbir günahı olmayan oyunculara da birer maç ceza uygun görülmüş güya adalet sağlanmaya çalışılmış.

“Sahadan galip ayrılma şansımız yok”
Yine 25.10.2015 tarihinde Merkezefendi Stadı’nda oynan maçta maçın hakemi durum 1-1 iken orta sahadan Hakemin önünden verkaçla kaleye giden 5 no’lu oyuncu kaleye topu gönderir ve golü yapar. Bu arada Yardımcı Hakem hatalı bir bayrak kaldırır, hakem olaya hakim olmasına rağmen yardımcısına uyar golü iptal eder, tam düdük çaldığı zaman vuruş yaptığı için oyuncuyu ikinci sarıdan oyundan ihraç eder. İki dakika sonra 3 no’lu oyuncu rakibin sağından atıp solundan geçer tam köşeden penaltı noktasına orta acar yine aynı yardımcı hakem bayrak kaldırır, Hakem yardımcısına uyar ve golle sonuçlanan pozisyon iptal edilir. O zaman anladık ki bizim sahadan galip ayrıla şansımız yok, hakemler gol olsa bile bir kılıfını bulup iptal ediyorlar yine edecekler. Bütün oyuncularım ve şahsım bu saçma karaların niye verildiğini anlayamadık ve oyuncular oyundan düştüler ve maçı 3-1 kaybettiler.

“Amatör sporcuyu korumak için böyle kara vermişler! ”
Yine Zeytinburnu Hasan Doğan Stadı’nda oynanan Zeytinburnu Yeşiltepe –Atışalanı maçında üç Yeşiltepeli oyuncu ihraç ediliyor. Cezalılar listesinden takip ediyoruz, üzerinden üç hafta geçti, isimler yok defalarca telefon açtık “böyle bir ceza yok” dediler. “Nasıl olur, iki tane direk bir de ikinci sarıdan oyuncu atılmış” diye sorduk, arkasında durduk sonunda normalde bize olunca bir haftada sonuca ulaşan ceza Zeytinburnu Yeşiltepe için üç hafta sonra ite kaka karara bağlandı. Hem de Disiplin Kurulunu toplandığı Perşembe günü değil de Salı günü karara bağlandı. Direk kırmızı gören iki oyuncu ve ikinci sarıdan atılan oyuncu hepsi de birer maç ceza alıyor. Arayıp sorduk ‘niye böyle bir karar verdiniz? Direk ihraç var en az iki maç olması lazım değil mi?’ diye. Kurul, biz amatör sporcuyu korumak için böyle karar verdik dediler.

Şimdi soruyorum ey futbol kamuoyu: Bu bütün amatör sporcular için geçerli mi yoksa sadece Zeytinburnu Yeşiltepe için mi geçerli? Yok, bütün kulüpler içinde yukarıda bahsettiğim konuda Beyoğlu Stadında dayak yiyen üstüne ceza verdiğiniz Küçükköyspor takımı amatör değil mi? Bunlar yoksa bizim takımı River Plate futbolcularımı mı zannettiler? Ceza alan bu oyuncuların maçlarda oynayıp oynamadığı da belli değil. Ceza bile verilmeyen bu düzende nasıl takip edebilirsiniz.

Gelelim Küçükköy Stadı’nda 12.12.2015 tarihinde oynanan Küçükköyspor ve her koşulda kollandığını düşündüğümüz (bunu için çok haklı gerekçelerimiz var) ya da Küçükköy düşmanlığı düşüncesini bizde uyandıran Zeytinburnu Yeşiltepe maçına…

“Top tele çarptı Hakem devam ettirdi”
Taraflar için sezonun en önemli maçı kazanan bütün emeklerinin karşılığı olarak şampiyon olacak ve o gururu yaşayacak. Maça Ulusal Hakem atandığını duyunca çok sevindik. En azından kuralları bilen, dik duran çocuklara köstek olmak yerine, destek olacak, eğitimli, futbolu seven bunun bir oyun olduğunun farkına varmış bir hakemin atandığını düşünmemiz bizi mutlu etti. En azından biz böyle düşünüp böyle donanımlı bir Hakem bekliyorduk.  Bu umutlar çok kısa sürdü maç başladı terazinin dengeleri karışmaya başladı. Maç başladı, atılan uzun topta top sahanın üstünde bulunan tele çarptı bütün oyuncular durdu hakem devam etti. Maç boyunca defalarca aynı olayın gerçekleşmesine rağmen oyun hiç durmadı, belli bir süre sonra oyuncular da bu olaya ayak uydurdu maç bu şekilde sonlandı.

“Hakem oyuncularımı tehdit etti”
Müsabaka oynanırken Hakemin Küçükköyspor oyuncularına karşı sert tavırları ve el kol hareketleri niçin yaptığını anlayamadık. Süre ilerledikçe içeride olumsuz bir şeylerin olduğunu görebiliyoruz ama anlayamıyoruz. Oyuncularıma soruyorum, bana boş boş bakıyorlar. Maçın 25.Dakikasında oyuncum Ömer Faruk Sekban’a “ne oluyor?” diye sordum. Oyuncum ‘hocam artık dayanamıyorum, Hakem bana oğlum, kafanı kıracam s… git diyor’ dedi. Biraz sonra 2000 doğumlu Furkan Karadağ bana ‘hocam bu hakem ne diyor böyle, kafamızı kıracakmış bizim!’ diyor. Ne duyduklarıma ne de kulaklarıma inanamıyorum, nasıl olur böyle bir şey diyebilir diye düşünürken bu defa ben şahit oluyorum Ömer isimli sporcuma ‘açıl lan kafanı kıracağım’ dediğini o anda ben devre girdim. “Hocam buraya kafa kırmaya mı geldin?” diye yüksek sesle herkesin duyabileceği şekilde söyledim. Herkesin duyabileceği kadar sesimin en gür haliyle Hakemin de duyabileceği şekilde ‘Ömer, Hakeme sahada karşılık verme, eğer kafanı çok kırmayı istiyorsa maçtan sonra adres versin oraya gidersin orda kırsın ama sahada benimle uğraşma hocam diye söyle’ diye defalarca bağıra bağıra söyledim. Hakem her duyuşunda şahsıma dönüp manalı, manalı gülmeye devam etti. Futbol oyununu mu oynayalım yoksa maçın önüne geçmeye çalışan Hakeme mi bakalım bütün motivasyonumuz bozuldu. İlk yarı bitti soyunma odasına gittik sporcularımın hakemle ilgili söyledikleri inanılır gibi değil. Sporcularıma “bütün yıl verdiğimiz emeklerin karşılığını almak için buradayız, Hakemle ve rakiple oyun dışında hiç işimiz yok kimseye cevap vermeyin” diye söyledim ikinci yarı için sahaya çıktık. Hakem yanıma geldi ‘hocam 7 numaranı atacağım’ dedi. O anda oyuncum da hemen yanıma geldi. Bu oyuncu mu hocam dedim ‘evet bu’ dedi. “Peki ne yaptı hocam niçin böyle söylüyorsunuz? dedim. Tekrar ‘atacağım onu’ diye söylendi. Hocam ne yapıyor? Sizin gibi küfür mü ediyor? Sizin gibi aşağılayıcı söz mü söylüyor? Oyun kurallını mı ihlal ediyor? Söyleyin siz bu çocukların abisi sayılırsınız, hatasını söyleyin düzelsin” dedim. Hiçbir kusur ya da eksiklik söylemedi çünkü ortada hiçbir olay yoktu. Bunu kendisi de biliyordu, ben bu oyuncuyu atarım dedi ve gitti. ‘Hocam bu çocuk 4 gündür hastaneden hasta hasta oynuyor lütfen üstüne oynamayın ama hatası varsa da direk atın’ dedim. Duydu ama cevap veremedi. Maç başladı Ömer isimli oyuncuma top geldi en yakın rakibi üç metre uzakta idi düdük çaldı faul verdi. Kimse ne olduğunu anlayamadı. Aynı oyuncu ikinci top gelişinde uzaktan yakında temas dahi yokken bir faul daha verdi oyuncu da diğer oyuncularda ‘ne oluyor’ diye donup kaldık. Aynı oyuncuya üçüncü top gelişinde bir kez daha düdük çalınca hemen oyuncuyu oyun dışına almak zorunda kaldım. Çünkü hakem bu oyuncuyu atacağını söylemişti en küçük bir karşılıkta söylediği eylemi gerçekleştirecek ti bize bu mesajı verdi. Oyuncumun üstüne oynamaya başladı diğer yedek oyuncumu ısınmaya bile göndermeden mecburen değiştirdim.

‘Bu maçı kazanabileceğinizi zannediyorsunuz?’
“Ulusal Hakemim” diye övünen hakemin 17 yaşındaki bir oyuncuyla bu denli uğraşmasını onu buraya gönderen ve spor camiasının bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Maçın ikinci yarısında verilmeyen kartları ve penaltıları pozisyonları dile dahi getirmiyorum. Beş forma no’lu oyuncuma müsabaka esnasında maç devam ederken hakemin ‘bu maçı kazanabileceğinizi zannediyorsunuz?’ diye sormasını ve aynı soruyu kıdemli Yardımcı Hakemin hemen telin arkasında bulunan izleyicilerin de duyacağı şekilde 3 ve 4 forma numara ile oynayan oyuncuma gülerek ‘maçı kazanabileceğini mi zannediyorsunuz’ diye sormasını da yaptıklarıyla ne kadar doğru orantılı olduğunun bilinmesini isterim.

“Hakemleri Allah’a havale ediyorum”
Bütün bu negatif yaklaşımları ile sevdalısı olduğumuzu futbol oyunun güzelliklerini yaşatmaya çalışırken, sözde adaletin temsilcisi olduğunu söyleyen bu hakemleri önce Allah’a havale ediyorum. Sonra da bu görevi onlara uygun görüp veren değerli spor insanlarına sesleniyorum; Lütfen sesimizi duyun, sizleri de, bizleri de zor durumda bırakan; adaletin terazisini bozan bu Hakemlerin cezasız kalmayışını da sizin vicdanınıza bırakıyorum.

Ali Kemal Demir

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: İzinsiz kopyalanamaz!