Dolar 32,5886
Euro 35,0441
Altın 2.459,83
BİST 9.861,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C

Futbol masalı

A+
A-
14.04.2020

İstanbul’da üç sene öncesine kadar 800 amatör futbol kulübü varken bugünlerde bu sayı 1000’i geçti. Ve üç sene önce 90’ı geçen stat sayısı bile yetersizken, şimdi mevcut statların yıkılmasından dolayı, amatör futbolun hizmetinde sadece 60’a yakın stat kaldı…

Türkiye Futbol Federasyonunun programı gereği, lige katılım için büyükler kategorisi hariç diğer yaş gruplarında üç takımla müsabakalara girmenin zorunlu olmasından dolayı, 65 takıma bir saha düşüyor. Hal böyle iken, şanslı (!) olanlar sahayı dörde bölerek haftada iki, bilemedin en çok üç idman yapıyor, saha bulamayanlar ise yollarda koşuyor.

Dünyada en çok turistin ziyaret ettiği şehir olan Paris’te sadece 15 alışveriş merkezi varken İstanbul’da bu sayı 136. Paris’te stat sayısının azlığı yüzünden sahayı dörde bölüp antrenman yapacak ya da saha bulamadığında yollarda koşarak maçlara hazırlanacak hiçbir amatör takım yok. Fransa’da 69 amatör kulüp var ve bu kulüpler 17’şerli olarak 4 gruba ayrılıp, Ağustos ayından Mayıs ayına dek maç yapmaktalar.

Bizde saha sayısının yetersizliği yüzünden maçlar iki, bilemedin en çok beş ay gibi kısa bir sürede biterken Fransa’da on bir ay futbol oynuyorlar. Durum böyle olunca da, doğal olarak Fransa, Dünya ve Avrupa Şampiyonalarının daimi katılanı olarak kupaları kucaklıyor. Ülkemizde ise yapılması gereken tek şey, ya stat sayısını artırmak ya da amatör takım sayısını azaltıp kaliteyi yükseltmek. Başka çare yok!

Sporda kalkınmış ülkelerin tamamının tesisleri yeterli durumda. “Tesisleri yıkalım da gökdelenler ve AVM’ler dikelim” demezler ve elde olana sahip çıkarlar. Ek olarak, yeni statlar da yaparlar. Biz ise yenilerini yapmayı geçtim, mevcut statları yıkıp beton binalar dikiyoruz.

Gaziosmanpaşa gerçeği
İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesindeki 4 stadı birden yıkıp yerine bir tane bile stat yapmadık. Bir milyon nüfuslu ilçede uzun yıllar profesyonel liglere hizmet veren Gaziosmanpaşa Stadını da yıktık, Yıldıztabya, Karayolları ve KK Mevlana Stadı ile birlikte Alibeyköy’de bulunan bir günde onlarca maçın oynandığı Eyüpsultan ilçesine bağlı Silahtar sahalarını da yıktık. Formasını giydiğim zaman çölde vaha diye adlandırdığım tesisleriyle Galatasaray’a Mustafa Sarp ve Saffet Akyüz’ü, Fenerbahçe’ye Sedat Balkanlı ve Saffet Akbaş’ı, Karabükspor’a Enver Şen’i, Gençlerbirliği’ne Erkut’u, Kayserispor’a İlhan’ı veren ve daha yazmakla isimleri köşeme sığmayacak nice futbolcuyu ülke futboluna armağan eden Gaziosmanpaşa’nın Stadının yıkılması inanılır gibi değil…

Kartal, Avcılar ve Zeytinburnu Stadı…
Peki Kartalspor’un maçlarını oynadığı stada ne demeli? Burası da önceleri amatör ligler olmak üzere uzun yıllar profesyonel liglere hizmet etti ama sonunda ranta kurban gitti ve yıkıldı. Oysa Servet Çetin, Egemen Korkmaz, Volkan Demirel, Olcan Adın, Burak Akdiş, Emre Özgür gibi Süper Lig’de ve milli takımda oynayan birçok futbolcu Kartal’ın sahasından yetişerek gönüllerde taht kurmuştu…

Ayrıca, Emre Belözoğlu başta olmak üzere yüzlerce futbolcunun Zeytinburnu formasıyla yetişmesine tanıklık edip, mahkemelik olduğu için yıllardır kapalı olan Zeytinburnu Stadı da var. Henüz daha yıkılmadı ama yıllardır hiçbir maç oynatılmıyor, çaresizce acı kaderini beklemekte… Uzun yıllar amatör liglere hizmet veren Avcılar Atatürk Stadı, Güngören Stadı, Zeytinburnu ilçesindeki Bozkurt Stadı da aklıma bir çırpıda gelen, yıkılan statlardan sadece birkaçı… Sonra ülke futbolu neden kalkınmıyor diyoruz. Nasıl kalkınsın ki? Sen futbolcu yetiştiren fabrikaları yıkıp kapatırsan fabrika sana nasıl ürün versin?

Türk futbolunda başarının şartı
Hani, halk arasında bir deyim vardır “Ne kadar ekmek o kadar köfte” diye… Durum bundan ibaret, ne kadar tesis o kadar başarı. Ülke futbolunun başarısı, profesyonel takımların seyirciyle dolduramadıkları boş statları inşa etmene değil, altyapıya ve amatör takımlara değer vererek, onlar için yeterli sayıda spor tesisleri yapmana bağlı…

Kendimi bildim bileli her gün bu masalı dinliyorum; futbolumuzun zaman zaman elde ettiği anlık başarılarla statlarda bağıran binlerce taraftarın “Avrupa, Avrupa duy sesimizi” diye tribünleri inleterek haykırışları karşısında panikleyen Avrupalılar masalı… Masalın kahramanları belli; elli yıldır futbol federasyonu, milli takım ve üç büyükler arasında mekik dokusa da başarısızlık anında çuvaldızı asla kendine batırmayanlar… Ülke futbolunu kalkındırmak yerine cüzdanlarını kalkındırıp altyapıyı es geçenler… Ama dedim ya masal bu, yıllardan beri bizi uykuya daldıran. Oysa şimdi salgın öyle bir vurdu ki ortalığı, masal falan kalmadı. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı. Pandemi yüzünden ligler iptal olunca, futbolun toplum üzerinde yarattığı afyon etkisi de kalmadı. Ve böylece futbolun gerçeklerini düşünmeye de başladık. Bu da bizim için iyi ama birileri için çok zararlı…

Atilla Özalp

Not: Bu yazı https://www.aydinlik.com.tr/den alınmıştır



ETİKETLER:
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

error: İzinsiz kopyalanamaz!